gogolunpaltosu
Moderatör
170Konu
265Mesaj
08.05.2020, Saat: 05:16
8 Şubat 2015'te AMC'de hayat bulan Better Call Saul dizisi, Vince Gilligan ve Peter Gould tarafından ele alınmış Breaking Bad dizisinin öncesi niteliğinde drama dizisidir. IMDb puanı 8,7 olduğunu da hatırlatırken, şu an Netflix'de mevcut olan, özünde 50 bölümlük dizide Bob Odenkirk, Rhea Seehorn, Jonathan Banks ve Micheal McKean gibi oyuncuları görüyoruz.
Konuya geçmeden önce eğer Breaking Bad'i izlememişseniz yahut başlamak için fırsat kolluyorsanız, daha önce açmış olduğum "Breaking Bad: Yeni Başlayacaklar İçin" adlı konuya bir göz atmanızı tavsiye ederim.
Konusu, Jimmy McGill (Bob Odenkirk) adındaki avukatın yaşadığı zorluklardır. (Evet, konu ne kadar kısa değil mi? Doğrusu Breaking Bad'in de bu kadar kısa bir konusu vardı.) Fakat biraz içerikten bahsetmek istiyorum:
Jimmy McGill'in yine avukat olan ağabeyisi Chuck McGill (Micheal McKean), HHM adlı bir şirkette avukatlık yapan Howard Hanks ile beraber işleri yürütmektedir. Kendisi bir zamanlar bu şirkette ayakişi yapmış olan Jimmy gizliden gizliye avukat olmak istemiş, fakat bir türlü üniversiteyi kazanamamıştır. Bir fırsatını bulup internet üzerinden avukatlığa atanan Jimmy HHM adlı şirkette çalışmak için kollarını sıvar.
Nihayet avukat olduğu vakit ağabeyisinden ötürü HHM şirketine giremeyeceğini anladığında sinirleri altüst olur. Aynı zamanda kendisine müvekkil bulamadığı için zorlanan bu avukatımızın kimliğini değiştirerek farklı davalara bakan bir 'Saul Goodman' açığa çıkarır. O vakit bütün yaşadığı olayların ve aksiyonların gerisinde kalamayacağını, yine avukat olan sevgilisi Kim Wexler (Rhea Seehorn) ile beraber alışılmışın dışında vakalara bakacağını anlar.
Dolayısıyla kendisini birtakım sürpriz ve adrenalin yaşatacak olayları akabinde getiren Jimmy, arkasını toplaması için eski polis memuru Mike Ehrmantraut'a (Jonathan Banks) ihtiyaç duyar, zira artık uyuşturucu kartelinden dedektiflere kadar herkesin göz odağında bu tehlikeli avukat yer edinmiştir. Kısacası; Jimmy McGill -namı diğer Saul Goodman- kirli işlerin avukatı olacaktır.
Eğer Breaking Bad'i izlemiş ve beğenmişseniz, bu diziye başlamamanız için herhangi bir sebep olmamalı. Zira yaratıcıların her iki dizide de ortak olması kâh çekimlerin kâh da senaryonun muazzam oluşuna aşikâr olduğunu hatırlatacaktır.
Halihazırda kusursuz oyunculuklara değinmeden geçemeyeceğim. Her karakterin farklı bir hayat hikâyesinin olduğunu öğrendiğimiz, hatta Breaking Bad'de pek tanımadığımız Mike karakterinin bir geçmişi olduğunu bu dizide anladığımız ve Walter White gelmeden işlerin nasıl yürütüldüğünü bizlere öğreten Gustavo Fring'in iş dünyasına adım attığımız dizide, her sahnenin bir detay, her sahnenin birer düşünülmüş hamle olduğunu yeniden hatırlıyoruz.
Özellikle Jimmy McGill'in Saul Goodman'a dönüşme sürecinde rol alan büyük etmenleri incelerken hayattan birer kesitler sunan bu öyküde, Jimmy için yer yer üzülüyor, bazense onunla beraber hırslanıyoruz. Sürekli -hem iş hem de aile çevresinde- birer rekabet halinde olduğu insanlar ile çarpışmak zorunda kalan bu avukatın yegane arkadaşı Kim Wexler'ın bir Skyler White'dan katbekat üstün olduğunu ve aralarındaki uçurum farkını bu avukatın yaşadığı olaylara davranış biçiminden anlıyoruz. Şöyle de diyoruz "Bir Kim Wexler var, bir de onun gibi olamayacak olanlar: Skyler White."
Hiçbir şekilde ne işleyişinden ne de oyunculukların mükemmelliyetinden ödün vermeyen dizide aksiyonun yer yer tavan yaptığı sahnelerde bile "vay be," diyeceğimiz şekilde ilerlemesi kuşkusuz dram dizilerinde pek alışık olmadığımız bir unsur.
Keza bu aksiyon sahnelerinin nabzının ansızın duraklatıldığı, durağan sahnelere geçiş bile çok etkili. Çoğu kimsenin Breaking Bad'e olan aşırı önyargılı tavrına neden olan "yavaş ilerleme" durumu bu dizide de var mı derseniz, şöyle cevaplarım: Evet var, fakat bu dizi, Breaking Bad'i geride bırakabilecek kadar kaliteli. Yani azıcık olayların içine kendinizi bıraktınız mı "daha önce neden başlamadım bu diziye," demeniz an meselesi. Bu kadar iddialı olmamın Breaking Bad'in yapımcılarından veya bu hikâyeyi ileri derecede beğenmemden ötürü değil. Onlardan ziyade, oyuncuların gerçekçiliğe hiç bu kadar örtünmüş hâlde rastlamadığımdandır. Eğer bu diziyi bitirip Breaking Bad'e başlarsanız zaten anlayacaksınız.
Bu arada şunu da belirtmek istiyorum: Eğer Breaking Bad'in öncesini konu edinen bu diziye ilk olarak başlayacaksanız Jimmy McGill karakterine pek ısınamayabilir, ilk iki üç bölümde sıkılabilirsiniz. Bundan ötürü Breaking Bad ile başlayabilir, atmosfere kendinizi alıştırabilir ve ardından bu diziye başlayabilirsiniz. Fakat seçim sizin, ben, Breaking Bad'i bitirip sonra Better Call Saul'a başlayanlardanım, bir eksiklik hissettim mi? Hayır.
Geçen haftalarda 5. sezonuna nokta koyan dizi, birçok soru işaretini beraberinde getirirken 6. sezonunun final sezon olduğu belirtildi. Breaking Bad severlerin bu dizide aradığı Walter White ya da Jesse Pinkman karakterlerini görmeyi umduğunu ve benim de bir an olsun gözümü kırpmadan izlediğim Saul Goodman'ın yeni müvekillerinin ne zaman geleceğini anlamaya çalıştığım dizi, Netflix'de 4 sezonu ile izlenmeye hazır halde duruyor. 5. sezonu ne zaman Netflix'e gelir bilemiyoruz.
emrullahkubat
Yeni Üye
0Konu
114Mesaj
11.06.2020, Saat: 16:20
BB bitirdikten sonra "ulan napıcam şimdi" demiştim. Sonra Better Call Saul'u gördüm, oyuncu kadrosuna baktım. Aaron Paul yok, Bryan Cranston yok "ohoooo boşver izlemicem yav" dedim ama sonra bol övgüler yağdırılınca bi bakiyim dedim. Abi.. ABBİİİ. BB'den daha iyi çıktı ya la.
Frosker
Onaylı Üye
1Konu
30Mesaj
12.06.2020, Saat: 01:44
izleyelim bakalim 12.06.2020/01:43 basliyorum
Sonra tekrar yazacağım
EvriFaessa
Onaylı Üye
8Konu
146Mesaj
10.09.2020, Saat: 00:18
İçine alan bir diziydi Breaking Bad in yan dizisi olduğu için başlamıştım çok büyük beklentim yoktu ama beklentimin çok üstündeydi. Başarısını emmy'le taçlandırabilecek mi merak ediyorum direkten dönüyorlar sonraki sezonda kim bilir belki alırlar.
Bu forumda yeni yazılan yorumların görünür olması için bir yönetici tarafından onaylanması gerekiyor.