![[Resim: 167-17052021206.jpeg]](https://www.dedirten.com/gorsel/167-17052021206.jpeg)
Netflix'in geçen sene çıkardığı Fractured, yüz dakikalık bir uzunluğuyla IMDb üzerinde 6,4 puan almış gerilim filmidir. Daha önce The Machinist filmini yönetmiş Brad Anderson filmi yönetirken; Sam Worthington, Lily Rabe gibi oyuncular filmde yer alıyor.
Ray Monroe, (Sam Worthington) kızı ve eşi Joanne (Lily Rabe) ile Minneapolis'e gitmek için yolculuk yapmaktadırlar. Yolculuk sırasında mola veren aile, kızlarının kaybettiği oyuncağı aramak için geri dönerler. Kızı Peri Monroe ile yalnız kalan Ray, kızının, tamamlanmamış inşaat alanına düşmek üzere bir köpekle burun buruna geldiğini görür. Köpeğe taş atar ve kızı da irkilerek sırtüstü yere düşer. Hemen kızı için atlayan Ray de kendini yerde bulur. Uyandığında karısının kendisini sarsması ve kızını göstermesi üzerine şok geçiren karakterimiz kızını alıp hastaneye yetiştirmeye davranır.
![[Resim: 167-17052021519.jpeg]](https://www.dedirten.com/gorsel/167-17052021519.jpeg)
En yakın hastane birkaç kilometre uzaktadır ve aile olağanca hızıyla oraya varmaya çalışır. Vardıkları vakit sinir bozucu insanların oluşturduğu ve bekletmekten başka bir şey yaptırmayan personellerin çalıştığı hastane karşılarına çıkar. Ray oldukça tedirgin ve bir o kadar da gerilmiş hisseder kendini.
İnsanların şüpheli davranışları gitgide göze batmaya başlarken Ray, kızının sağlığı için her şeyi göze almıştır. Hasta kabul biriminde kendilerine yöneltilen soruların bile absürt olması sonucu iyiden iyiye kuşkulanan Ray kızı ve karısını tomografi çekilmesi üzerine yalnız bırakır. O dakikalardan sonra koca hastanede kızı ve karısını kaybeden Ray, kendisine kurulan bir tuzak olduğunu ve hastanenin insanların organlarını hedef alan bir yer olduğunu düşünmeye başlar.
![[Resim: 167-17052022037.jpeg]](https://www.dedirten.com/gorsel/167-17052022037.jpeg)
Film, size gerçeği gözünüzün önüne koyarken aynı zamanda gerçek olmayanı da gösteriyor. Bütün bunlar bir aradayken yine de "acaba olabilir mi" diyerek yaklaşıyor, giderek Ray'in kafasına girmeye başlıyoruz. Temkinli davranışlarıyla kendisine inanan kimsenin olmadığını bir tarafa bırakırsak, hastane çalışanlarının bizi nasıl saniye saniye gerdiğini filmin ilk yarısında fazlasıyla hissediyoruz. Özellikle ilk elli dakika gerilimin hat safhasında yaşandığı filmde, son yarısına nazaran daha çok düşünmeye ve ayrıntıları fark etmeye başlıyoruz.
Giderek beliren kurgunun gidişatını az çok kestirmemize rağmen hâlâ bir başka olasılığa kaymamız filmi çok iyi bir yere taşıyor. Dolayısıyla film boyunca nerede durursanız durun iki taraf da (gerçek-hayal) sizi çok sürpriz sonla beklemeyecek, fakat eşsiz bir gerilim yaşatacak.
Bana sorarsanız Ray'in kafasında yaşananları daha filmin başında farketmiş, istemsizce izlemeye merak salmıştım. Hâliyle artarak güzelleşen gerilim sahneleriyle şekillenen senaryo sonucunda filmi tek seferde yuttum. Ayrıca belirtmek istediğimse son sahnede Ray'in kafasında gerçekleşen bu olayları açığa çıkarmalarını pek istemezdim doğrusu. Çünkü açık uçlu bırakılmış bir son olsaydı filmin bambaşka bir durumun getirisi olurdu. Onun haricinde şu günlerde mis gibi gidecek film.
Oyunculukların iyi, kurgunun sağlam olduğu filmde Netflix gerçekten başarmış demeniz muhtemel. Farklı bir bakış açısıyla ele alınmış bu gerilim filmi türünü seviyorsanız beklentilerinizi karşılayacağına adım gibi eminim.