Maalesef geçen her vakitte, gelişmekte olan olumsuz durumlardan ötürü, çıkamaz hale gelmeye devam ediyoruz. Bu vakitleri kendimiz için #evdekalarak değerlendirelim ve yeni aktiviteler keşfedeşelim. İzninizle bu zamanı güzelce değerlendirebileceğiniz naçizane önerilerimi sizlerle tanıştırmak istiyorum.
not: önceden konusunu açtığım / açılmış olan bu filmlerin ayrıntılı incelemelerini, fragmanlarını bulabileceğiniz linkleri filmlerin sonuna ekledim. Eğer ilginizi çekmişse bırakılan bağlantıya tıklamaktan kaçınmayın.
Eğer sizler de başka filmler ilave etmek istiyorsanız yorum bölümünden istediğiniz, izlememizi tavsiye edeceğiniz filmleri eklemeyi unutmayın. ayrıca diziler için hazırladığım 'izole günlerde izlenebilecek 5 tadımlık dizi' adlı başlığı bağlantıya tıklayarak açabilirsiniz.
1) I am Legend (2007)
Konu itibariyle; çeşitli bir salgın nedeniyle dünyaya yayılan bir tür virüs çeşidini ilk etapta insanlar küçümser fakat bu virüs yıllar geçtikçe etkisini artırarak, insan popülasyonunu yerle bir olacak seviyeye getirir. Üç yıl aradan sonra halen yaşayan karakterimiz, köpeği ile yapayalnız kalmıştır.
Birinci sıramızda yer alan, ilk filme benzer konusu olan bu filmimiz çoğu 'Zombi' vari filmlerin babası sayabileceğimiz ilerleyişe sahip. İlk olarak 'zombi' kelimesinin temellerinin nasıl atıldığını, nasıl üreyip çoğaldığını ve ne tür bir önlem alındığını göreceğiz. Ayrıca bu filmde yer yer gerileceğiniz sahnelerden tutun, heyecandan yerinizde duramayacağınız kesitlerde var.
Cinayetlerini '7 Büyük Günah'ın barındırdığı ilkeler ile işleyen seri katilimizin peşinde olan -biri genç- iki dedektifimizin oldukça gerçekçi mücadelesini ele alıyor. 'Bir suç işlense ancak böyle işlenirdi,' diyerek yaklaştığım bu yapımda seri katilin kafasına siz de giriyor ve ona hak veriyorsunuz. Belki de 'Joker'den sonra unutulmayacak bir kötü karaktere sahip diyebileceğimiz kişiliği var bu seri katilimizin.
Babasını öldürmekle suçlanan 18 yaşındaki gencin iradesi ancak on iki kişinin bulunduğu juri üyelerindedir. Bir odaya kapanan juri üyelerinin karar vereceği bu yargı sürecinde, odadan ancak hemfikir olarak çıkmaları şart konmuştur. Bu olayın akışını değiştirecek bir kişinin olması, bütün karar sürecini sekteye uğratması demektir.
Doğup büyüdüğü yerde insanlar ile içli dışlı olan karakterimizin hayatı alabildiğine mutlu ve pozitif geçmektedir. Böylesi bir yaşamda yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu farkeden Truman, gerçeklik ile ilüzyon arasında gidip gelmektedir. Bir gün ölmüş babasını yeniden görünce bu şüphe büyür ve bu endişesinin peşine takılır.
Tesadüf eseri tanışıp sevgili olan Joel ve Clementine'nin hikayesini ele alır film. Günler geçtikçe birbirlerine olan sevginin eksikliği giderek artmaktadır. Öyle ki, hafızasından sevgilisini sildirmek için tıbbi destek alan Clementine, sevgilisini kalıcı olarak zihninden sildirir. Bunu öğrendikten sonra duygu bunalımı yaşayan Joel yerle bir olur ve intikam almak için o da zihninden Clementine'i sildirir. Olacaklardan habersiz bu ikili her şeyi 'sil baştan' yeniden yaşarlar.
Evli çiftin çocuklarından biri, bir gün kitaplığın kendisi ile konuştuğunu, kitaplarının düzenli olarak belli bir şifre halince düştüğünü farkeder. Bu durumu babasına anlatır fakat babası kulak arkası eder. Bu kız, işin peşini bırakmaz ve bir çeşit iletişim şekli olan bu şifreyi çözer. Bu sırada Nasa için çalışan babası, araştırma üzerine bulunduğu şehirden hatta gezegenden ayrılmak zorunda kalır. Zorlu bir araştırma süreci başlayacak olan bu araştırma üyesinin başına gelmedik olay kalmaz. Kara delikten solucan deliğine, çeşitli olaylar silsilesi ile karşı karşıya kalır. Karşılaştığı en büyük sorun ise, girdiği kara deliğin çıkış noktası kızının çözmeye çalıştığı kitaplıktır. Gelgelelim orada hapsolmuştur. Çıkması için tek yolu, kızıyla iletişime geçmek için daha önce ona öğrettiği eski alfabeyi kullanmaktır.
İtalya'ya saldıran Nazi güçleri, Dünya Savaşı sırasında bulduğu tüm Yahudileri yakmaktadır. Bu durumdan müzdarip halkın çoğu kesimi işgalci devlet tarafından aç bırakılır ve öldürülmek üzere toplanma kamplarına götülür. Tüm bunlar yaşanmadan önce evlenip çocuk sahibi olan çiftin hikayesini ele alır film. Ardından çocukları büyüyen bu çift için de savaş kapıya dayanır ve Yahudiler adına ölüm kapıdadır. Ne yazık ki baş karakterimiz de Yahudidir ve toplanma kampında oğlu ile beklemektedir. Yahudi olmadığından çocuğundan ayrı kalan annemiz bir şekilde oğlunun yanına girmeye çalışır. Fakat çocuğu henüz küçüktür ve neler döndüğünü kavrayamaz. Oğluna bu durumu açıklamak istemeyen babasıysa ona, bunların birer oyun olduğunu, sonunda sürpriz olacağını farklı şekillerde dile getirmeye çalışır.
Film, neden gömüldüğü sonradan açıklanan bir adamın toprak altında geçen bir buçuk saatini ele alıyor. Film boyunca gömülü kalan karakterimizin yalnızca yanında telefon, kalem ve çakmak vardır. Bu üç materyal ile çıkmaya çalışır fakat işler hem gerici hem de imkansız duruma ulaşmıştır.
Kapanışı bir Türk yapımı olan, Haluk Bilginer'in devasa oyunculuğunu göreceğimiz filmle yapmak istiyorum.
Film, tekdüze yaşadıkları hayatın bayağılını suçlayan çiftimizde kocasına yüklenen ve onu değiştirmeye çalışan bir kadını ele alıyor. Lakin koca karakteri değişmez bir tipe sahiptir. Kendinden ödün veremeyeceğini karısına açıklamış, fakat genç kadınsa bu fikri hazmedememiştir.
Daha önce korku-gerilim türünde kısa filmler çeken yönetmen Lee Cronin’in ilk uzun metrajı 'The Hole in the Ground', yönetmen için iyi bir kariyer başlangıcı olarak yorumlanabilir. Ağır bir tempoyla ilerleyen film, şiddet dolu sahneler barındırıyor. Bekar bir anne olan Sarah’ın (Seana Kerslake) oğlu Chris’i (James Quinn Markey) alıp yeni bir hayat kurmaya çalışmasıyla hikayeye gireriz. Sarah ve Chris kırsal bir alanda yaşamaya başlar. Chris ormanda kaybolduğu sırada Sarah bir kuyu bulur ve işler buradan sonra karışır. Chris garip tavırlar sergilerken annesi hiç ummadığı bir şeyle karşı karşıya kalacaktır.
(26.03.2020, Saat: 06:03)gogolunpaltosu Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Maalesef geçen her vakitte, gelişmekte olan olumsuz durumlardan ötürü, çıkamaz hale gelmeye devam ediyoruz. Bu vakitleri kendimiz için #evdekalarak değerlendirelim ve yeni aktiviteler keşfedeşelim. İzninizle bu zamanı güzelce değerlendirebileceğiniz naçizane önerilerimi sizlerle tanıştırmak istiyorum.
not: önceden konusunu açtığım / açılmış olan bu filmlerin ayrıntılı incelemelerini, fragmanlarını bulabileceğiniz linkleri filmlerin sonuna ekledim. Eğer ilginizi çekmişse bırakılan bağlantıya tıklamaktan kaçınmayın.
Eğer sizler de başka filmler ilave etmek istiyorsanız yorum bölümünden istediğiniz, izlememizi tavsiye edeceğiniz filmleri eklemeyi unutmayın. ayrıca diziler için hazırladığım 'izole günlerde izlenebilecek 5 tadımlık dizi' adlı başlığı bağlantıya tıklayarak açabilirsiniz.
1) I am Legend (2007)
Konu itibariyle; çeşitli bir salgın nedeniyle dünyaya yayılan bir tür virüs çeşidini ilk etapta insanlar küçümser fakat bu virüs yıllar geçtikçe etkisini artırarak, insan popülasyonunu yerle bir olacak seviyeye getirir. Üç yıl aradan sonra halen yaşayan karakterimiz, köpeği ile yapayalnız kalmıştır.
Birinci sıramızda yer alan, ilk filme benzer konusu olan bu filmimiz çoğu 'Zombi' vari filmlerin babası sayabileceğimiz ilerleyişe sahip. İlk olarak 'zombi' kelimesinin temellerinin nasıl atıldığını, nasıl üreyip çoğaldığını ve ne tür bir önlem alındığını göreceğiz. Ayrıca bu filmde yer yer gerileceğiniz sahnelerden tutun, heyecandan yerinizde duramayacağınız kesitlerde var.
Cinayetlerini '7 Büyük Günah'ın barındırdığı ilkeler ile işleyen seri katilimizin peşinde olan -biri genç- iki dedektifimizin oldukça gerçekçi mücadelesini ele alıyor. 'Bir suç işlense ancak böyle işlenirdi,' diyerek yaklaştığım bu yapımda seri katilin kafasına siz de giriyor ve ona hak veriyorsunuz. Belki de 'Joker'den sonra unutulmayacak bir kötü karaktere sahip diyebileceğimiz kişiliği var bu seri katilimizin.
Babasını öldürmekle suçlanan 18 yaşındaki gencin iradesi ancak on iki kişinin bulunduğu juri üyelerindedir. Bir odaya kapanan juri üyelerinin karar vereceği bu yargı sürecinde, odadan ancak hemfikir olarak çıkmaları şart konmuştur. Bu olayın akışını değiştirecek bir kişinin olması, bütün karar sürecini sekteye uğratması demektir.
Doğup büyüdüğü yerde insanlar ile içli dışlı olan karakterimizin hayatı alabildiğine mutlu ve pozitif geçmektedir. Böylesi bir yaşamda yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu farkeden Truman, gerçeklik ile ilüzyon arasında gidip gelmektedir. Bir gün ölmüş babasını yeniden görünce bu şüphe büyür ve bu endişesinin peşine takılır.
Tesadüf eseri tanışıp sevgili olan Joel ve Clementine'nin hikayesini ele alır film. Günler geçtikçe birbirlerine olan sevginin eksikliği giderek artmaktadır. Öyle ki, hafızasından sevgilisini sildirmek için tıbbi destek alan Clementine, sevgilisini kalıcı olarak zihninden sildirir. Bunu öğrendikten sonra duygu bunalımı yaşayan Joel yerle bir olur ve intikam almak için o da zihninden Clementine'i sildirir. Olacaklardan habersiz bu ikili her şeyi 'sil baştan' yeniden yaşarlar.
Evli çiftin çocuklarından biri, bir gün kitaplığın kendisi ile konuştuğunu, kitaplarının düzenli olarak belli bir şifre halince düştüğünü farkeder. Bu durumu babasına anlatır fakat babası kulak arkası eder. Bu kız, işin peşini bırakmaz ve bir çeşit iletişim şekli olan bu şifreyi çözer. Bu sırada Nasa için çalışan babası, araştırma üzerine bulunduğu şehirden hatta gezegenden ayrılmak zorunda kalır. Zorlu bir araştırma süreci başlayacak olan bu araştırma üyesinin başına gelmedik olay kalmaz. Kara delikten solucan deliğine, çeşitli olaylar silsilesi ile karşı karşıya kalır. Karşılaştığı en büyük sorun ise, girdiği kara deliğin çıkış noktası kızının çözmeye çalıştığı kitaplıktır. Gelgelelim orada hapsolmuştur. Çıkması için tek yolu, kızıyla iletişime geçmek için daha önce ona öğrettiği eski alfabeyi kullanmaktır.
İtalya'ya saldıran Nazi güçleri, Dünya Savaşı sırasında bulduğu tüm Yahudileri yakmaktadır. Bu durumdan müzdarip halkın çoğu kesimi işgalci devlet tarafından aç bırakılır ve öldürülmek üzere toplanma kamplarına götülür. Tüm bunlar yaşanmadan önce evlenip çocuk sahibi olan çiftin hikayesini ele alır film. Ardından çocukları büyüyen bu çift için de savaş kapıya dayanır ve Yahudiler adına ölüm kapıdadır. Ne yazık ki baş karakterimiz de Yahudidir ve toplanma kampında oğlu ile beklemektedir. Yahudi olmadığından çocuğundan ayrı kalan annemiz bir şekilde oğlunun yanına girmeye çalışır. Fakat çocuğu henüz küçüktür ve neler döndüğünü kavrayamaz. Oğluna bu durumu açıklamak istemeyen babasıysa ona, bunların birer oyun olduğunu, sonunda sürpriz olacağını farklı şekillerde dile getirmeye çalışır.
Film, neden gömüldüğü sonradan açıklanan bir adamın toprak altında geçen bir buçuk saatini ele alıyor. Film boyunca gömülü kalan karakterimizin yalnızca yanında telefon, kalem ve çakmak vardır. Bu üç materyal ile çıkmaya çalışır fakat işler hem gerici hem de imkansız duruma ulaşmıştır.
Kapanışı bir Türk yapımı olan, Haluk Bilginer'in devasa oyunculuğunu göreceğimiz filmle yapmak istiyorum.
Film, tekdüze yaşadıkları hayatın bayağılını suçlayan çiftimizde kocasına yüklenen ve onu değiştirmeye çalışan bir kadını ele alıyor. Lakin koca karakteri değişmez bir tipe sahiptir. Kendinden ödün veremeyeceğini karısına açıklamış, fakat genç kadınsa bu fikri hazmedememiştir.
Hepsini izlemiş biri olarak hepsini ayrı ayrı övebilirim. Bir tane de ben öneri yapmak istiyorum.
Hacksaw Ridge ( Savaş Vadisi ) / Dram:
Savaş Vadisi, İkinci Dünya Savaşı'nda ateşli silah ya da savaş aleti taşımayı reddeden barış yanlısı Amerikalı savaş doktoru Desmond Doss hakkındaki, 2016 Amerikan yapımı biyografik savaş filmi.
Kendisi her sahnesinde ayrı bir şekilde ekrana kitleyen muazzam bir gerçek hikaye kesinlikle tavsiye ederim.
capernaum
izlemediyseniz kesinlikle izleyin. lübnan’da geçen film bi erkek çocuğunun ailesini “beni neden dünyaya getirdiniz” diyerek dava etmesiyle başlıyor. ve geriye dönüş yaparak çocuğun zor hayatını anlatıyor. bitmeye yakın yutkunurken zorlanıyorsunuz
izledikten sonra da evde durmaktan sıkılmamaya başlıyorsunuz otomatik olarak.