"Şebnem, alevleri görmezden gelerek yangını söndüremeyiz.Şebnem uzaya baharın gelmesi, seni bulmama bağlı.Şebnem kalbimden senin kalbine balyozla bin pencere açayım.Şebnem her gülümseyişinde tüm ülkeye çay ısmarlayayım.Şebnem seninleyken bir yudum çay zenginleştirilmiş uranyum gibi enerji veriyor bana.Şebnem ne çok melek var yüzünde, tebessümün için binlercesi çalışıyor olmalı" 
.
.
.
"Ölümün yörüngesindeyiz. Mezarlık dünyanın maketi. Varoluşsal kaos bizi ele geçiriyor. Suça ortak olmadığımız halde dehşeti üstleniyoruz. Çaresizliğimiz üzüntümüzü kat be kat aşıyor. Kıdemli bir mevta topraktan başını uzatsa da bize akıl verse. Ne gezer gözümüzün yaşına baktıkları yok." 
.
.
.
"Kadın-erkek ilişkilerinde hâlâ ilk insanların hatalarını tekrarlıyoruz: Beklemek, romantizmin cenaze törenidir. Çünkü duyguların kök salacağı gönül zeminini erozyona uğratır. Bir centilmenin şerefi, dakikliğine bağlıdır." 
.
.
.
"Moron değilseniz, böyle bir gezegende iyi olunamayacağını bilirsiniz. Çünkü boyun eğişin ürünü olan hiçbir iyilik, ahlaki değildir. Kurallara uymak, şahsiyetsizleşmeye varır. Uygarlık disiplini denen şey, insanın olgunlaşmasını engelleyen sistemdir. Ermişler gibi metropolden kaçıp tabiatla haşır neşir olmayı özendiren bir tek reklam göremezsiniz. Teknoloji aptalların kötülük yapmasını kolaylaştırmaya adanmıştır. Eğitim, iş, aile, sağlık, iletişim, politika, güvenlik, eğlence... kısacası sistemin her ana unsuru, köleliğin şablonlarına uyarlanmış durumda. Hakikatten umudumuz kesildi. Yalnızca bir sonraki yalanı merak etmek bizi ayakta tutuyor. İnsanlar birbirlerinin dertlerini kusur sayıyor. Hayat, insanın kaybetmekte olduğu bir oyuna dönüştü."

.
.
.
Öncelikle Murat Menteş'in kalemi benim için tasdiklenmiş oldu bu kitapla. Yazardan okuduğum ilk kitap olan Dublör'ün Dilemması'ndan sonra diğer kitaplarını onun kadar sevecek miyim diye bir merak içindeydim. Korkma Ben Varımla sanırım yazar alışveriş listesi yazsa okumak için can atacağımı biliyorum.

Nereden başlasam ki?...  Öncelikle kitap Dublör'ün Dilemması'ndan izler taşıyor. Müntekim Gıcırbey adlı karakterimiz Nuh Tufan'ın liseden arkadaşı. Durun önce biraz konudan bahsedeyim; Dilara Dilemma gibi bir kız var bu kitapta da. Şebnem Şibumi... Yazar öyle güzel anlatmış ki kızın gözleri yıldızlar kadar parlak dudakları bir parça pamuk şeker yanakları iki kırmızı çilli elma sanırsınız. Yani kendisi baldan tatlı bir ablamız. Müntekim Gıcırbey adlı karakterimiz de bu kızcağıza tutuluyor tabii tek tutulan kendisi değil. Atom Bombacıyan adındaki suç kralının sağ kolu Hayati Tehlike'de Şebnem'e vurulanlardan. Kendisi ne pislik varsa bulaşmış, içinden de çıkmamış, çıkmaya gayret etmemiş bir gangster. Bu oluşturulan dünyada birini severseniz Gönül İşleri Bakanlığı'ndan aşkınızı AŞKART ile tasdikleyebiliyorsunuz. Bu aşkartı verme jürileri 21 kişiden oluşan bir heyet. Hepsinin dini bir imajı var. Bu aşkarta sahip olursanız birtakım ayrıcalıklarınız oluyor. Ne bileyim otobüse para ödemiyorsunuz, birçok şeyden indirimli yararlanıyorsunuz mesela. . . . Müntekim Gıcırbey'in bir arkadaşı var. Fuat Atıf Tufa. Nam-ı değer "Bay Fu" . Fu bu bakanlığın basın müşaviri. Kendisi bir gün Hint okyanusunun oralarda tatildeyken rüyasında bu Bakan kurulunun katledildiğini görüyor. Her ne kadar bakanlık sorumlusu Ezel Zelzeleyo uyarsada öngördüğü durum gerçekleşiyor. Sonra olaylar ardı arkası kesilmeyen bir bombardıman gibi akıyor.  
.
.
.
Yapı olarak acayip bir zihnin ürünü bu kitap. Akıcı olmasının yanında cümleler bir o kadar insanın beynini mıncıklayıp, dürtüyor. Düşünmeye, uyanmaya sevk ediyor. Murat Menteş'in karakterlerinin ortak noktası bence zıtlıklar zincirinden geliyor. Hem umutlular hem umutsuz, hem deliler hem akıllı. Sanki 'İki pantolonu ortadan kesip farklı olan tarafları bibiriyle bütünleştirilmiş' gibi. Yazarın kendine hayran olmamak elde değil. Karakterlerinin üzerinden verdiği mesajların, dünya görüşünün kokusu usul usul sayfalara sinmiş. Eserde yer yer fantastik ögelere rastlayabilirsiniz. O da kitabın tuzu biberi bence. Özellikle sevdiğiniz filmlerin sonu gibi bitmiyor kitap. Bu can alıcı noktası... . . . Postmodernist ögelerin çokca bulunduğu bu yapıtı gözüm kapalı tavsiye ediyorum. Sonunda Nuh Tufan kadar sevebileceğim birilerini buldum! 5/5
.
.
Yazarın diğer eserin olan Dublörün Dilemması'nı da şiddetle tavsiye ederim.