gamzebaytur
Moderatör
110Konu
276Mesaj
29.04.2020, Saat: 06:41
![[Resim: 2005_the_jacket_022.jpg]](https://www.theplace2.ru/archive/adrien_brody/img/2005_the_jacket_022.jpg)
‘’İlk öldüğümde 27 yaşındaydım’’ cümlesiyle başlayan psikolojik gerilim türündeki The Jacket filmi (ülkemizde Çıldırış ismiyle geçiyor), Körfez Savaşı sırasında kafasından vurulmasına rağmen hayatta kalabilen Jack isimli bir askerin etrafında dönüyor. Başından ağır yaralanmasıyla hafıza sorunları yaşayan Jack, çeşitli krizler geçiriyor.
Gözlerini açtığında kendisini hastanede buluyor. Hafızasında kalan parça parça anılara anlam vermeye çalışırken, yolda küçük bir kıza ve annesine arabalarını tamir etmede yardım ettiğini, sonra otostop çekip polis denetimine takıldığı gözlerinin önüne geliyor. Fakat her nasıl olduysa kendisini bir cinayet olayının içinde buluyor ve bunun üzerine akıl hastanesine kapatılıyor. Burada garip bir doktor tarafından ilginç deneylere tabi tutulan Jack, çoğunu tam olarak hatırlamadığı anılardan hangisinin gerçek hangisinin hayal olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor.
![[Resim: 2005_the_jacket_041.jpg]](https://1.bp.blogspot.com/-KgsP-ku1BXw/UuOr00Ek21I/AAAAAAAAAIM/agWM_iFOAl4/s1600/2005_the_jacket_041.jpg)
Temposunu hiç bozmayan, sizi alıp götüren bir film The Jacket. Sessiz sakin, az oyunculu. Karlı kışlı ısısız sahneler ağırlıkta. Kullanılan müzikler çok hoş ve temaya uygun. Zaten Adrien Brody, filmi üst noktaya taşıyan oyunculuğuyla filmi tek başına götürüyor diyebilirim. Ayrıca bu film Jack London’un Yıldız Gezgini romanından uyarlanmış. Bu çok sevdiğim kitabın filmini izlemek bana çok iyi hissettirdi. (Kitabını da önermiş olayım böylece😊)
Alıntı:‘’How much time do we have?’’
‘’Ne kadar zamanımız var?’’
![[Resim: DbsuRoJU8AEycT1.jpg]](https://pbs.twimg.com/media/DbsuRoJU8AEycT1.jpg)
Başta, Türkçe’ye çevrilişinden olsa gerek, klasik, psikolojik rahatsızlığı olan ve sürekli travmalar geçiren bir adamın hikayesi anlatılıyordur diye düşünmüştüm. Ama film aslında görünenden çok daha farklıymış. Reenkarnasyon, hafıza kaybı, paradoks, zaman yolculukları temalarında ölümü en yakından hissettiren film olabilir. Yaptığımız seçimleri ve hayatımızdaki öncelikleri sorgulatıyor bize.
Alıntı:‘’ The important thing in life is to believe that while you're alive, it's never too late.’’
‘’Hayatta asıl önemli olan, hala yaşıyorken, asla geç olmadığına inanmaktır.''
The Butterfly Effect yada Mr. Nobody filmlerini sevdiyseniz bu filmi daha çok seveceksiniz. Zevkine güvendiğim birinin önerisi üzerine izlediğim ilginç bir senaryosu olan bu filmi ben favorilerime ekledim, sizin de ekleyeceğinizden eminim.
gogolunpaltosu
Moderatör
170Konu
265Mesaj
29.04.2020, Saat: 06:56
ilk izlediğimde "neler oluyor," dediğim, mükemmel bir sadelikte ilerleyen filme pek ekleme yapma gereğini duyumsamıyorum bu harika yazıdan sonra. adını çok nadir duyacağınız soluksuz izleten bir film olduğunu söylemem yeterli sanırım; mutlaka izleyin. 👍

Bu forumda yeni yazılan yorumların görünür olması için bir yönetici tarafından onaylanması gerekiyor.